Alman Hava Kuvvetleri’nin ev sahipliğinde düzenlenen, “NATO tarihinin en büyük hava tatbikatı” olarak nitelendirilen “Air Defender 2023” dün başladı.
250 uçak ve 10 binden fazla personel ile icra edilen tatbikat 23 Haziran’a kadar devam edecek.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Aslan ile Hudson Enstitüsü Kıdemli Analist ve EDAM Savunma Programı Direktörü Can Kasapoğlu, NATO’nun “Air Defender 2023” hava tatbikatını AA muhabirine değerlendirdi.
NATO’nun icra edeceği tatbikatları önceden planladığını ancak olağanüstü koşullarda bu planlamalarını gözden geçirdiğini belirten Aslan, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın İttifakın önceliklerini tekrar gözden geçirmesine neden olduğunu söyledi.
Aslan, söz konusu tatbikatın konum olarak Baltık Denizi’ni ön plana çıkarıp, bir nevi NATO’nun savaşa hazırlık düzeyinin görülmesi açısından önem kazındığına işaret etti.
“Doğu kanadındaki ülkelere güven hissi vermek için organize ediliyor”
NATO’nun doğu kanadında bulunan ülkelerin Rusya’dan tedirgin olduğunu dile getiren Aslan, bu tedirginlik nedeniyle söz konusu ülkelerin NATO’yu ilave tedbirler almaya ittiğini vurguladı.
Aslan, NATO’nun doğu kanadında daha önce bazı tedbirler aldığına işaret ederek, “Bu tatbikat, daha önce alınmış tedbirlerin uzantısı olarak bir nevi NATO’nun doğu kanadındaki ülkelere güven hissi vermek için organize ediliyor.” dedi.
Söz konusu tatbikatın düzenlenmesinin arkasında birden çok neden olduğuna dikkati çeken Aslan, Rusya’nın Belarus’a taktik nükleer silah konuşlandırma planının da bu nedenlerden biri olduğunu söyledi.
Aslan, tatbikatın NATO üyesi ülkelerin siyasi kararlılık ve destek mesajı olduğunun altını çizdi.
Tatbikatın Rusya’ya bir mesajı olduğuna vurgu yapan Aslan, “Mesaj şudur, gerginlik söz konusu olursa bütün NATO üyesi ülkeler istenilen yerde istenilen miktarda bir hava veya kara gücünü konuşlandırabilir. Buradaki asli mesaj budur. Öte yandan Rusya, Ukrayna savaşıyla koordineli olarak veya savaşla bağlantısı olmayacak şekilde belirlenen bir kırmızı çizgiyi aşarsa o takdirde biz mukabelede bulunuruz mesajı veriliyor.” ifadesini kullandı.
Aslan, Baltık Denizi üzerinde daha önce özellikle ABD ve İngiliz Hava Kuvvetleri ile Rus Hava Kuvvetleri arasında it dalaşları yaşandığını anımsatarak, bu tatbikatın bölgede düşük profilde devam eden hava gerginliğini ön plana çıkararak bir mesaj verme niyeti taşıdığını söyledi.
“Türkiye’nin bu tatbikata katılıyor olması NATO anlaşmasına bağlılığının ispatı”
Türkiye’nin de bu tatbikata katılmasına değinen Aslan, “Türkiye, NATO’nun değerlerine ve anlaşmasına halen bağlı. Türkiye’nin bu tatbikata katılıyor olması da bu bağlılığın bir ispatı.” dedi.
Özellikte ABD’lilerin geçmişte “Türkiye’nin eksen kayması içerisinde” olduğu yönündeki suçlamalarını hatırlatarak, halihazırda da Ankara’ya yönelik “Rus-Çin eksenine kayıyor” şeklindeki eleştirilere işaret eden Aslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yeni dış politika modunda artık meseleler birbirlerinden izole edilip ayrı ayrı değerlendiriliyor. Ekonomik alanda bir ülkeyle işbirliği yaparken güvenlik alanında bir mücadele içerisinde olabiliyorsunuz. Dolayısıyla Türkiye’nin güvenlik alanında NATO’yla ilişkilerini halihazırda devam ettirdiğini, koparmadığını, buna bağlı kaldığını ifade etmek mümkün. Öte yandan Çin ve Rusya ile dengeli bir siyaset izlemek de tabii ki bir dış politika gündemi. Bu konu da Türkiye’nin inisiyatifinde. Nihayetinde NATO bir güvenlik örgütüdür, dış politika örgütü değildir.”
Kasapoğlu ise “Air Defender 2023″ün NATO’nun bugüne kadar yaptığı en geniş kapsamlı hava tatbikatı olduğunu, bu tatbikat nedeniyle Avrupa’da sivil havacılık rotalarının dahi geçici olarak yeniden düzenlendiğini belirtti.
Bu tatbikatın askeri yönünün yanı sıra siyasi bir veçhesi olduğuna işaret eden Kasapoğlu, “(Kuzey Atlantik Anlaşması’nın) Beşinci madde durumuna uygun bir tatbikat yapılıyor. Beşinci madde, NATO’nun kolektif savunmasını içeriyor, ‘birimiz hepimiz, hepimiz birimiz’ maddesi. Bu tatbikatta siyasi olarak beşinci madde senaryosu var.” dedi.
“Vilnius öncesi NATO’nun hava gücünü göstermesi açısından önemli”
Kasapoğlu, bu tatbikatın Almanya merkezli olmasının speküle edildiğini ancak NATO’nun hava komutanlığının bu ülkede olması nedeniyle bu adresin seçildiğini ifade etti.
Bu tatbikatın 11-12 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta düzenlenecek NATO zirvesi öncesi yapıldığını anımsatan Kasapoğlu, “NATO’nun hava gücünü göstermesi açısından, Vilnius’ta düzenlenecek zirveye giderken göstermesi çok önemli.” dedi.
Almanya’daki tatbikata Türk Hava Kuvvetlerinin de katıldığına ve “Türkiye’nin NATO’dan uzaklaştığı” yönündeki söylemlerinin çok haksız olduğuna işaret eden Kasapoğlu, “Türkiye, genelde NATO görevlerinde de NATO tatbikatlarında da en yüksek katılım gösteren ülkedir. Dolayısıyla Türk Hava Kuvvetleri de NATO’nun en önemli hava kuvvetlerinden biridir. Türkiye birçok NATO tatbikatına çok üst düzeyde katıldı.” dedi.